Bankaların Eli Tüketicinin Cebinde

Bankaların Eli Tüketicinin Cebinde

Son zamanlarda, bankaların yaptığı kesinti ve hizmet bedeli taleplerine bir yenisi daha eklendi. Tüketiciler tarafından sosyal medyada yoğun şekilde şikayet konusu olan, kredi kartı veya kredi borcu bildirimi ücreti; bankaların yasal olarak tüketiciye bil

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı, Avukat Şükran Eroğlu’yla yaptığımız söyleşide, bankaların tüketicilere uyguladıkları kesinti ve hizmet bedellerinin yasal boyutunu konuştuk.

Tüketicilerin haklarını korumayı amaç edinmiş bir derneğin başkanı ve avukat olarak, bankaların yaptıkları kesintileri ve özellikle son dönemde yoğun şikayet konusu olan kredi borcu bildirimi ücretini yasal çerçeve içinde nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Hali hazırda, bankalar tüketiciye kredi kartı ekstresi göndermek zorundalar ve bu ekstreyle de bilgilendirme yapıyorlar. Dolayısıyla tekrar, telefon etmek veya sms göndererek bilgilendirme yapmak gibi bir yükümlülükleri olmadığı gibi, böyle bir şey yaptıklarında bundan para almak gibi hakları da yok.

Eğer siz ekstradan bir bilgilendirmede bulunuyorsanız da bunun bedelini talep edemezsiniz. Çünkü yasal olarak tüketiciye bildirimde bulunma zorunluluğunuz bulunuyor. Bu sebeple, bankaların kendi yükümlülüğü olan bildirimi yaparak ücret talep etmesi son derece haksız bir kazançtır. Kaldı ki tüketici, kredi kartının 2 taksitini üst üste ödemediğinde bankanın ihbar yükümlülüğü de bulunuyor.”

Bu durumun önüne asıl geçilebilir?

“Bu durumun önüne sadece yasal düzenlemelerle geçilebilir.

Şu anda tüketicinin korunması hakkındaki kanun tasarı taslağı üst kuruldan geçti. Biz de, tasarının hazırlanması aşamasında görüşlerimizi bildirdik. Bakanlık da tasarıda, bu ücretlerin hiç birinin alınamayacağına ilişkin hükümler konularak alt komisyona gitti.”

“BANKALAR GÜÇLÜ LOBİLERE SAHİPLER”

“Fakat bankalar o kadar güçlü lobiler ki, alt komisyonda birden bire tasarıdan bu maddeler çıkarıldı. Tasarı birden farklı bir hale geldi; bu ücretleri bankaların alabileceklerini savunan maddelere dönüştürüldü. Üstelik, “ücretler alabilir; ama bunun için bakanlığın görüşü alınarak BDDK’nın düzenleme yapması gerekir”  gibi bir madde konuldu. Bizler buna şiddetle karşı çıktık: “Şu ana kadar tüketiciler yasal yollara başvurarak bu bedelleri geri alabiliyorlardı” dedik.”

Tüketiciler yasal haklarını biliyorlar mı?

“Şu anda 55 milyondan fazla kredi kartı kullanıcısı, 94 milyondan fazla banka kartı kullanıcısı var. Bunların sadece ve sadece 200 bin küsür tanesi şikayette bulunmuş. Çok az bir rakam, ama insanlar en azından bir şikayet yolu olduğunu öğrenmeye başladılar. Ama bahsettiğim yeni maddeleri buraya koyarsanız, yasal yollara gitme hakkını da kısıtlayacaksınız ve artık yasal yollara başvurulamayacak. Üstelik yasal olmadığını söylediğimiz bu bedeller yasal hale getirilecek. Ama maalesef ki tabi derneklerin gücü banka lobisini yenmeye yetmiyor ve siyasi iktidarın da banka lobisi karşısında direnme gücü olmadığını görüyoruz. Çünkü biz tasarı çalışmaları sırasında ısrarla, alt komisyonda üst komisyonda tekrar etmemize rağmen bunlar yasa hükmünden çıkarılmıyor.”

Bankaların tüketicilerden talep ettiği hizmet bedelleri ne boyutta?

“TÜKETİCİDEN 65 KALEM KESİNTİ YAPILIYOR”

“Şimdi ne olacak? tüketiciden kesinti 65 kalem yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde bakan açıklama yapmıştı; “Bankalar işletme giderlerinin yüzde 65’ine yakınını tüketicilerden aldıkları bu paralardan kazanıyorlar” diye. Yani onların personel maaşlarından tutun da elektrik tutarlarına kadar bizler ödüyoruz. Ama bankalar hala o kadar aç gözlüler ki; o maliyet ve yüzde yüz kazanç politikası üzerine oturttular hizmet anlayışlarını. Onlara hiçbir maliyet olmayacak, bütün maliyeti biz ödeyeceğiz; dünyanın hiçbir yerinde böyle bir bankacılık anlayışı yok. Ama buna bir dur demek siyasi iktidarın görevi.”


Bu durumda gelecekte bizi neler bekliyor?

“Başbakan açıklama yapıyor: “Kredi kartı kullanmayın”. Bu saatten sonra vatandaş kullansa ne olur kullanmasa ne olur. 56 milyon kredi kartı, 94 milyon banka kartı kullanıcısı olmuş. Zaten bu kartlar yüzünden tüketiciler inanılmaz derecede borçlu hale getirilmiş. Bu aşamada kullanma demenin hiçbir manası yok. Peki ne yapılacak? Tedbir alınacak; hiç değilse bundan sonrasında bu kesintilerin önüne geçmek için yasal bir düzenleme yapılacak. Şimdi 65 kalem olanı belki 30 kaleme düşecek. Ancak şöyle de bir şey var, şimdiden bu kalemleri 90’a çıkarma çalışması içindeler. Dolayısıyla bununla baş etmek mümkün görünmüyor. Eğer bahsettiğim maddeleri oraya koyarsanız, bankaların her türlü yolunu açmış olursunuz. Tüketicilerin de çok daha fazla mağdur edilmesine neden olursunuz. Yapılması gereken yasal düzenlemelerdir. Bununla da yetinilmeyip, bankaların bu yasaya uyup uymadıkları kontrol edilecek ve çok ciddi cezalar verilecek. Ancak bu şekilde bunun önüne geçilebilir. Aksi takdirde gerçekten tüketicilerin bu mağduriyetlerinin sonu daha önce yaşadığımız kredi kartı, döviz krizlerinde olduğu gibi çok ciddi sonuçlar doğurur.”

Yuvaların dağılmasına kadar varacak çok ciddi bir krizin eşindeyiz aslında. Kimse bunun farkında değil ama bu çok yakında patlayacak ve Türk tüketicileri için hiç iyi şeyler olmayacak diye düşünüyorum.

“ÇÖZÜM SİYASİ İKTİDARDA”

 “Bu yöntemle zaten hiçbir şekilde bu sistemin önüne geçemezsiniz. Bankalar öyle bir hale geldiler ki; ekonominin patronları onlar, sıcak para onlarda. Dolayısıyla siyasi iktidar da onlara muhtaç olduğu için, bu işin önüne geçmenin bir türlü yolunu bulamıyorlar. Oysa ekonomik olarak güçlü grupları değil, zayıf ve güçsüz grupları korumaktır devletin görevi. Kaldı ki anayasanın 172’inci maddesinde tüketicilerin korunması gerektiği vurgulanmıştır ve bu görev devlete verilmiştir. Siz, zaten zayıf olan grubu daha da zayıf hale getirirseniz, o zaman diğer grubun karşısında onun hiçbir direnme gücü, hiçbir şekilde hakkına arama gücünü bırakmazsınız.”

 Haber, fotoğraf: Mesut Kurtuluş

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.