Kalitede Made in Turkey

Kalitede Made in Turkey

İstanbul Ticaret Odası Hazır Giyim Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Şenol Aras, Şehri İstanbul Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Tekin ve Ekonomi Bölüm Sorumlusu Şahin Keskin’e verdiği özel röportajda hazır giyim sektörünü değerlendirdi.


Yoğun Bir Tempo İçindeyiz

 

 

Sektördeki üyelerinin, sorunlarının çözümü doğrultusunda yoğun bir çalışma trafiği içerisinde olduklarını belirten  İTO Hazır Giyim Meslek Komitesi Başkanı Şenol Aras, yapılan çalışmalar ile ilgili şunları söyledi: Komitemiz üyelerinden aldığı talepler doğrultusunda çalışmalarını şekillendirmektedir. Gerek düzenlemiş olduğumuz paneller, gerekse yapmış olduğumuz zümre toplantılarında üyelerimizin bize iletmiş olduğu sorun ve problemlerinin çözüm yolları araştırılmakta, projeler üretilmekte ve tüm üyelerimizin ortak çıkarları korunmaktadır.

 

“Türkiye’nin imajı da değişiyor”

Hazır Giyim Sektöründe, özellikle İstanbul'a gelen Turistlere yönelik toptan çalışan firmaların, muhteşem bir değişim süreci yaşadığını ve sektörün kalitesini yukarılara taşıdıklarını belirten Aras şunları söyledi: Osmanbey, Laleli, Merter ve Zeytinburnu'ndaki Hazır Giyim firmalarımız hem fiziki olarak kendi iç bünyelerinde mağazalarını, vitrinlerini, ürünlerini yenilediler, hem de caddelerini, sokaklarını, kaldırımlarını düzenleme ve güzelleştirme adına yetkili kurumlarla iş birliği içinde olup, gelen müşterilerin huzurlu ve mutlu alışveriş yapabilecekleri alanlar oluşturdular. Bu durumda beraberinde alışveriş yapmak için gelen Turistin memnun bir şekilde ülkemizden ayrılmasını sağladı ve sağlamaya da devam ediyor. Bugün Hazır giyim sektöründe İstanbul, kalitenin adresi durumuna geldi.


 


Büyük Mağazalar Kanunu Çıkmalı

 

Aras, AVM’ler için büyük mağazalar kanunu çıkmalı mı sorusunu ise şöyle değerlendirdi; “AVM’ler günümüzün bir gerçeği haline dönüşmüştür. Ekonomimiz açısından oldukça önemi olan bu devasa mağazaların Türk ekonomisine sağlamış olduğu hareketlilik ve yarattığı istihdam yadsınamaz büyüklüktedir. Ancak Avrupa Birliğine girme sürecinde olan ülkemizin durumunu değerlendirdiğimizde Avrupa'da şehir dışında olan AVM'lerin, Türkiye'de şehirlerin merkezinde yapıldığını görmekteyiz. Özellikle bir çoğu İstanbul'da olan bu alışveriş merkezlerinin, Kobilerimizin hayatını devam ettirebilmeleri ve rekabet güçlerinin yok olmaması açısından şehir dışına çıkartılması düşüncesindeyim. 

 

TÜRK MALI MARKA OLDU

 

Hazır giyimde düğmesi, kumaşı hazır bir şekilde yapılan bir üretimi desteklemediklerini belirten Şenol Aras, Türkiye’nin hazır giyim sektöründeki durumunu şu şekilde değerlendirdi: “Biz hazır giyimde hiçbir zaman fasonculuğu savunmadık. Verin düğmesini biz yapalım, etiketini biz basalım demedik.  Biz hep dedik ki, bizim kendi ürünlerimiz olsun, kendi markamız olsun. Türk malı olarak gitsin.  Bizden çıktığını bilsinler. Bunu savunduk bunu istedik şu anki hükümetin kararlı hareketleri ve atılımlarıyla da nispeten bunu sağlamış olduk.  Özellikle Slav ve Arap ülkelerinde nasıl Avrupa malıdır Avrupa’dan ithal mal iyidir ironisinden kaynaklanan ve adamın camına yazdığı bu etiket olgusu, artık “Türkiye den ithal” “bu Türk malıdır” diye de mağazaların camlarında ki yerini almaya başladı. Soruyor müşteri bu niye pahalı, satıcının cevabı çok net çünkü bu  “Türk malı” Yani kaliteli mal, geçerli ürün. Bu güzel bir şey bize mutluluk veriyor ve aynı zamanda da bizi heyecanlandırıyor.” 

 

TÜRK MARKALARI TAKLİT EDİLİYOR

 

Aras sözlerini şöyle sürdürdü, “Bizim firmalarımız, markalarımız başka ülkeler tarafından isimlerimiz “korsanlanıyor” yani taklit ediliyor. En son Çin’e yapmış olduğumuz ziyarette firmamızın ismiyle beraber, markasına logosuna kadar taklit edildiğini ve bizden habersiz satış yapıldığını gördük. İçeri girdim sordum elemana, patronu yok. Dedim ki bu ismi nereden aldınız, fatura koymuşlar ben bilmiyorum dedi. Bir başka örneğiyle de Cezayir’de karşılaştık. Kardeşim tanık olmuştu bu olaya da.  Şirketimizin ismi ve bize ait olan WOMMA markamızın kullanıldığını gördük. Neyse ki o bizim müşterimizmiş. Çok aranan bir marka olduğu için sizin tabelanızı, isminizi yazdım diyor. Bu bizim birçok arkadaşımızın karşılaştığı bir şey. Bugün fast fashion merkezi olmaya aday olan Osmanbey'deki İTO üyesi bir çok firmanın markalarının da yurt dışında taklit edildiğini görüyoruz. Tabi, bir taraftan bu durum bizi gülümsetiyor İyi bir şeyler yapıyoruz, doğru yoldayız, marka olabilmeyi başarmışızın haklı mutluluğunu ve gururunu yaşarken diğer yandan da  bu durumu bir denetim altına almamız, markamızı korumamız gerektiğini de bize gösteriyor.

 

“İstikrar olursa mevcudu koruyabiliriz”

 

2012’de beklenen Global Kriz doğrultusunda Hazır giyim sektörünün büyüme döneminde mi yoksa mevcut durumunu koruma döneminde mi olduğu sorusunu Şenol Aras şöyle değerlendirdi: “Arap ülkelerinde savaş durumu ve. Avrupa’nın içinde bulunduğu ciddi ekonomik krizi karşımıza aldığımızda tablonun çokta iç açıcı olduğunu söyleyemeyeceğim maalesef. Bu iki resme baktığımız zaman tabi ki yükselecek büyüyecek diyemeyiz. Çünkü resim ortada.  Mevcudu koruyabilirsek ne mutlu bize. Korur muyuz koruyamaz mıyız zaman içinde bunu hep beraber göreceğiz. Burada ihracatı destekleyen politikalar öne çıkmalı. Örneğin kur serbest bırakılmış, kurlar eğer istikrarlı bir noktada durursa nispeten bizim elimizi rahatlatabilir. Çünkü kurların çok yüksek olması da kötü çok düşük olması da kötüdür. İnsandaki ateş gibi. 40 dereceye vurduğunda da kötüdür, 35’e düştüğünde de kötüdür. İkisi de bünye için rahatsız edicidir. İstikrar olursa mevcudu koruyabiliriz diye düşünüyorum.”

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.