5. İstanbul Tasarım Bienali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından VitrA sponsorluğunda düzenlenen 5. İstanbul Tasarım Bienali bugün başlıyor. Bienal, 6 ay boyunca dönüşerek bu sırada “zihinlerimizi dönüştürerek” devam edecek.

Küratörlüğünü Mariana Pestana’nın yürüttüğü, “Empatiye Dönüş: birden fazlası için tasarım” başlıklı bienal, sergi mekânlarında, İstanbul sokaklarında ve dijital ortamda farklı ülkelerden ve farklı disiplinlerden katılımcıların projelerine ev sahipliği yapacak.

Bienal kapsamında Pera Müzesi’nde yer alacak müdahaleler ve ARK Kültür’de ziyaret edilebilecek araştırma projeleri arşivi, 15 Kasım’a kadar açık olacak. İstanbul sokaklarına yayılacak müdahaleler, araştırma projeleri ve video serileri ise 30 Nisan 2021’e kadar gelişerek devam edecek. Araştırma projeleri ve dijital projeler altı ay boyunca dünyanın her yerinden takip edilebilecek.

Bienalin “Empatiye Dönüş” başlıklı teması, aslında günümüzde kazandığı anlam yerine orijinal anlamına odaklanıyor. Günümüzde başka insanlarla kurulan bağı anlatmak için kullanılan “empati” kelimesinin asıl anlamı hislerin nesnelere ve doğal yaşama aktarılmasını vurguluyordu. 5. İstanbul Tasarım Bienali de bu anlamdan aldığı ilhamla tasarım için yeni bir rol tanımlamayı hedefleyen fikirlere ve projelere ağırlık veriyor.

‘ÇAĞDAŞ TOPLUMUN KIRILGANLIĞI’

Bienal hakkında görüşlerine başvurduğumuz küratör Pestana’ya ilk olarak bu temanın koronavirüs salgınıyla birlikte yeni bir anlam kazanıp kazanmadığını sorduk. Pestana, temanın pandemiden önce belirlendiğini belirterek “Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi salgından bu yana belki de yeni bir ‘rezonans’ kazanmış olabilir” dedi. Pestana, “Pandemi, ayrıca psikolojik sonuçlarını yeni yeni anlamaya başladığımız genel bir izolasyon durumuna yol açtı. Ayrıca doğayı sömürmeye dayalı ilişkiden küresel endüstri modelinin zayıflığına kadar çağdaş toplumun birçok kırılganlığını ortaya çıkardı. İklim krizi ve doğal yaşamla olan ilişkimizi yeniden düşünmemiz gerektiğinin ne kadar kritik olduğunu fark etmemizi sağladı” diye konuştu. Küratör, bienalin temasının güncel endişelere de cevap verdiğini, çünkü bizleri birbirimizle ve başkalarıyla hatta ister biyolojik, ister bakteri, ister jeolojik olsun, diğer beden ve cisimlerle ilişkimizi düşünmemizi sağladığını ifade etti ve “Bence bu çok zorlu ve benzersiz bir süreç, çünkü tüm dünya bundan sonra neyle karşılaşacağımızın hayalini kuruyor” şeklinde konuştu.

Pestana, bienalin Nisan 2021’e kadar yavaşça 4 ana çizgide programlarını sürdüreceğini dile getirdi. Bunların dijital, araştırma, performans ve son olarak da felsefi anlamlar olduğunu açıkladı. Bunlar, dijital ortamda yayımlanacak “Eleştirel Yemek Programı” adlı video serisi, Akdeniz havzasından projeleri Cihangir’deki ARK Kültür’de bir araya getirecek “Kara ve Deniz Kütüphanesi programı” ve bir arada yaşamayı yeniden ele alan projelerin Pera Müzesi’nin yanı sıra kentin farklı noktalarına uzanacağı “Yeni Yurttaşlık Ritüelleri” adlı müdahaleler dizisi. Son olarak da empati kavramını genişleten filmlerden oluşan “Empati Seansları” seçkisi. Bu içerikleri ve detayları “tasarimbienali.iksv.org” adresinden takip edebilirsiniz. Mutlaka bienalde izlemek isteyeceğiniz bir etkinlik karşınıza çıkacaktır.

‘MİSAFİR AĞIRLAR GİBİ ÖZEN GÖSTERDİK’

İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova ise koronavirüs salgınının bienali gölgelemeyeceğini savunarak “Salgın, hepimizin hayatlarını çok değiştirdi ve gündelik pratiklerimizi yeniden tasarladı. Bununla birlikte bienalin, pandeminin gölgesinde geçeceğini söylemek doğru olmayabilir, biz daha çok pandemiyle birlikte nasıl ilerleyebileceğini planladık, çalışmalarımızı da bu doğrultuda yürüttük” diye konuştu. Ova, “Bu süreç boyunca dikkat ve özenle ilerledik, seyircilerimiz ve çalışanlarımız için gerekli tüm sağlık önlemlerini aldık. Serginin bazı işleri sokaklarda yer alacak, ayrıca Pera Müzesi ve ARK Kültür’de ziyaretçilerimizi kontrollü bir şekilde karşılayacağız. ARK Kültür’de seyircilerimizi beşerli gruplar halinde aldığımız bir saatlik bir gezi formatı kurguladık. Evimizde misafir ağırlarken gösterdiğimiz özeni oraya da yansıttık” dedi.

‘RAHATKEN GEZİN’

 Bienal ziyaretçilerine de bir mesaj gönderen Ova, “Tasarım bienalini rahat hissettikleri bir anda gezmelerini öneriyorum” diye konuştu. Ova, sözlerini şöyle noktaladı: “İstanbul’daki ziyaretçilerimiz ARK Kültür için rezervasyon yaptırabilir, Pera Müzesi’ni alınan güvenlik önlemleri çerçevesinde gezebilir, kente yayılan yerleştirmeleri deneyimleyebilir. Çevremizle, farklı türlerle ilişki kurmak için önerilerimize baktıklarında biraz olsun kendi hayatlarında da fark yaratabileceklerine inanıyorum. Fiziksel olarak katılamayan izleyicilerimiz dijital programlarımızı takip ederek empati konusunun tasarım bağlamında gündelik hayatımızda nasıl bir farkındalık yarattığını keşfedebilirler.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri