YAZI...

Ya yazı olmasaydı…

                Bir düşünün yazı olmasaydı eğer, insanoğlu tarihten bu güne hep efsaneler, hep yalan dolan hikayeler ve hep entrikalarla boğuşmak durumunda kalacaktı.

                Yazı olmasaydı belki de bugün binlerce, mezarlardaki kemiklerden haber aldım-öğrendim şeklinde ortaya çıkan düzenbazlar; yüzlerce, kendisine Yüce Rabbim tarafından vahi indirildiğini savunan insanlar ya da onlarca büyük büyük babamın babasından öğrendim şeklinde ortalarda kol gezen kendini beğenmiş hayalperestler olacaktı.

                Ya da yazı olmasa her yer Lokman Hekimin ölüm hariç her derde deva bulmuştu, deyimi gibi inansak mı inanmasak mı şeklinde kendimizle çelişkiye düştüğümüz efsanelerle dolup taşacaktı.

                Yazı insan hayatındaki en önemli buluş ve insanlar var oldukça, olmazsa olmaz bir olgudur.

                Ortalama düzeyde bir zekaya sahip insan yazmayı 3 günde, hem yazıp hem okumayı ise takribi 45 günde öğrenir.

                Okumayı öğrenmek yazının var olduğu her yerde yazmaktan daha büyük bir erdemdir. Çünkü okumak, sadece kendinin değil başkalarının yazılarını okumana da olanak sağlamaktadır. Bu yönüyle okumak yazmaktan daha üstün bir eylemdir.

Yazı insan evrimini tanımlamaya yarayan, nesilden nesille insanların gelişip daha kolay yaşamasına zemin hazırlayan bir olgudur.

                Yazı bir başkalarına konuşmak anlatmak yerine, kâğıtlara dert yanıp icazetlerde bulunup arzuhalini bir başkasına iletmede en etkili yoldur.

                En güzel yazı cümleleri ise noktanın en son kelimeden sonra gelen en uzun kelime dizilerinin sonuna koyulanıdır. Kelime guruplarını bir araya getirerek cümleler oluşturmak, 45 gün önce yazı yazmayı öğrenmiş birinin bile çok basitçe yapabileceği bir iştir.

Oysa güzel yazı ise; cümleyi alabildiğine uzun tutmak, okuyucunun işte tam da bu kelimede bitti diyeceği, devam edeceğini hiç ummadığı biranda devam etmeli ve okuyucu heyecanını sindirip adeta cümle içinde zik zaklar oluşturan, ucu mıknatıslı bir ip misali sağa sola kıvrılarak ve hani bir konuşmayı dinleyenlerin yüzündeki heyecana göre son kelime insanları hüzünlendirsin mi yoksa güldürsün mü şeklinde düşünce seline kapılmış ve incecik bir çizgi ile sevinç ve mutluluğu birbirinden ayırt edebilen iyi bir hatip misali dinleyicinin o anki ve son durumuna göre son kelimeye karar vermesi gibi uzun ve içinde huzuru mutluluğu ve hüznü barındıran, istenildiği anda yazının seyrini istenildiği gibi değiştirip çeşitli durumlara atıfta bulunan son kelimeyle cümleler kurmaktır.

En kötü yazılmış bir yazı bile; iyi dizilmiş kelimelerle çok güzel bir cümle olur. !denizbatu!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.