Demirtaş: Barış yolu zorlu olacak ama yürümek zorundayız

Demirtaş: Barış yolu zorlu olacak ama yürümek zorundayız

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, KCK davasının bugünkü duruşmasına katıldı. Çıkışta basın açıklaması yapan Demirtaş, "Barış yolu zorlu olacak ama yürümek zorundayız." dedi. Demirtaş, ana dilde savunma hakkına hakimlerin uyma

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan büyük salondaki, sanıkları arasında birçok gazetecinin de yer aldığı terör örgütü KCK davasını izlemek için gelen Selahattin Demirtaş, duruşma çıkışında basın açıklaması yaptı. Bir yılı aşkın süredir gazetecilerin tutuklu olduğunu belirten Demirtaş, Silivri'de yargılama yapılmadığını iddia etti.

Demirtaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi boyunca yargının bağımsız, eşit ve hukukun üstünlüğünü tutturamadığını, bu yargı sisteminde de vicdanını konuşturmak isteyen hakime, bile yer olmadığını ifade ederek, "Bu durum bir sistem problemidir. İnsanlar Silivri'deki mahkeme salonlarına dolduruluyorlar yargılama adı altında infaz ediliyorlar. Hiç yargılama yapmadan yıllarca tutuklu kalıyorlar ve savunma yapamıyorlar. Uyduruk delillerle, ismi gizli tanık olan kim olduğu belli olmayan kişilerin iftiralarıyla suçlanıyorlar." dedi.

İddianame olmadan çok uzak olan belgelerin savcılar tarafından mahkemelere sunulduğunu söyleyen Demirtaş, "Bir bakarsınız bir kaç ay sonra ya da bir kaç gün sonra bu ülkenin başbakanı çıkarda tutuklu gazetecilerle ilgili de iyi bir şey söyler. Biliyorsunuz yıllardır generalleri tutuklatan Başbakan iki haftada fikrini değiştirdi ve askerlerin artık tutuklu olmaması gerektiğini düşünüp tahliyesini talep etti. Herkes Başbakan'a bakıyor. Kimin tahliyesini ne zaman karar verecek? Çünkü bu ülkede bu mahkeme salonundaki yargıçlar yargılama yapmıyorlar, karar vermiyorlar. Bugün arkadaşlarımız serbest kalmazsa demek Başbakan daha arkadaşlarımızın serbest kalmasını istememiş demektir." şeklinde konuştu.

Türkiye'de barış olacaksa önce yargının buna karar vermesi gerektiğini belirten Demirtaş, "Ama yargı bu şekilde siyasetin egemenliği altında çalıştığı müddetçe, bunun pratikte hiç bir faydası olmuyor. Parlamento yasa çıkartıyor ancak mahkemede uygulanmıyor. Sen bu yasayı tanımayacaksan senin adın mahkeme olmaz ki. Hakimin kendisi çıkardığımız yasayı uygulamıyorsa, işletmiyorsa o halde sokaktaki insanlar kanuna niye uysunlar? Mahkemenin kendisi suç işliyor." iddiasında bulundu.

Demirtaş, "Bir kanun çıkmış, insanlar istediği dilde savunma yapabilirler diye, eksik veya yetersiz de olabilir ama bir kanun çıkmış. Mahkeme burada uygulamıyor işte. Silivri mahkemesi, bu salonun içinde Kürtçe konuşulmasına tahammül gösteremiyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yargıçları, Kürtlerin içeride Kürtçe konuşmasını istemiyor, tahammül gösteremiyor. Ama bilmiyor ki zaten dışarıda 20 milyon kişi bu dili konuşuyor. İçerideki tahammülsüzlük dışarıdaki Kürt'e tahammülsüzlüktür aslında. Mahkeme şunu demek istiyor, 'Tamam, Kürtçe konuşabilirsiniz ama benim istediğim kadar, ben izin verdiğim zaman. Zaten Kürt sorunu budur. Devlet, 90 yıldır Kürtlere bunu dediği için Kürt sorunu yaşanıyor." ifadelerini kullandı.

Kürtlerin, Türklerin, Lazların ya da Çerkezlerin istedikleri zaman ana dilde konuşabileceklerini belirten Demirtaş, "Bir zamanlar bu mahkeme salonları ile ilgili başörtüsü yasağı vardı. Deniliyordu ki 'Başörtüsünü kamusal alanda takamazsın, evinde takabilirsin, okulda tamazsın.' AKP de buna itiraz ediyor, böyle bir şey mi olur diyordu. Haklılar. Biz de itiraz ediyoruz. Olmaz. Her yerde başörtüsünü insanlar takar." dedi.

'BARIŞ YOLU ZORLU OLACAK'

Şimdi AK Parti hükümeti tarafından Kürtçe konuşmalarına istedikleri oranda ve izin verdikleri zamanda müsaade edildiğini belirten Demirtaş, "80 yıllık statükonun AKP'ye ve tabanına yaptıklarını bugün iktidarda olan AKP bize yapıyor. Bu anlayışla barış yolu zor olacak ama yürümek de zorundayız. Başka da çaresi yoktur." şeklinde konuştu.

Çıkan kanunda insanların istediği dillerde savunma yapabileceğinin belirtildiğini dile getiren Demirtaş, "Burada yargılananlar tam da Kürt sorunun çözümü uğraşan gazetecilerdir. Bu arkadaşların suçu, roboski gibi katliamları bazı yayın organları örtme eylemindeyken bu gazeteciler ilk dakikadan itibaren ortaya çıkarmışlardır." dedi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.