Yeni Yatırım Aracınız “Sanat“

Yeni Yatırım Aracınız “Sanat“

Thierry Guetta Los Angles'a yerleşmiş bir Fransız mülteci. Kelimenin gerçek anlamıyla akli melekeleri sokak sanatı takıntısı nedeniyle gidip geliyor. Onu sıra dışı yapan ise bugün Sokak Sanatı denilince akla ilk gelen gizemli sanatçı Banksy ile gizli gece

 Bir Ayda Sanatçı Olmak...

Thierry Guetta, Banksy ile tanışmasının ardından kafaya sanatçı olmayı koyuyor. Tüm mal varlığını açacağı sergiye harcıyor. Reklam kampanyaları ve arkasına taktığı medya ile bir aylık kısa bir süre içerisinde Andy Warhol ve Roy Lichtenstein gibi isimlerin kötü birer kopyalarıyla sergisini hazır hale getiriyor. Tüm Dünya'nın dikkatle izlediği Bansky'ye sergisi için küçük bir destek cümlesi sorunca da olanlar oluyor. Zira, Bansky'nin başından savmak için karaladığı üç beş kelime, Thierry Guetta'nın, nam-ı diyer Bay BeyinYıkama (Mr.BrainWash) sergisinde izdiham yaşanmasına, “eserlerinin” milyon dolarlara satılmasına ve yılın sergisi unvanını kazanmasına yol açıyor.

 

Müzayedelerin Sanat Piyasasındaki Rolü...

Bugün Sanat eseri almak isteyen hemen herkes müzayede kataloglarındaki fiyatları baz alıyor. Peki bu fiyatlar eserin gerçek değerlerini yansıtıyor mu? Müzayedenin açılış fiyatları kimi zaman yeni sanatçılara piyasalar oluşturmak için astronomik rakamlara varabiliyor. Durum da böyle olunca amatör alıcılar açısından talihsizlikler yaşanıyor. Bazen de, acil ihtiyaçlara göre eserin fiyatı altında satışlar gerçekleşebiliyor. Tüm bu gelişmeler, bugün ekonomi dergilerinin ve günlük gazetelerin dikkati çekiyor. Sanat yeni bir yatırım aracı olarak gösteriliyor. Tam da bu noktada, Türkiye'de çağdaş (Contemprorary) sanat, hala anlaşılmaya çalışılan yeni bir mecrayken sanat müşterileri bilgi sahibi olamadan müzayedelerin katalog fiyatları üzerinden fikir sahibi oluyor.

 

“Figür Yapamayanlar Çağdaş Sanatçı Oldu.”

Bugün milyonların konuşulduğu; sanat yatırımcılarını, manipüle edilmiş fiyatları, simsarları, sanat tacirlerini ve müzayedeleri konuşmak için Doğan Paksoy'un konuğu olduk.

Daha sanat galerilerinin tek tük olduğu günlerde, düzenlediği sergilerde izdihamlar yaşanan Teşvikiye Sanat Galerisi'nin sahibi Doğan Paksoy, aynı zamanda Sanat Galericileri Derneği Başkanı ve Gençsanat Dergisi’nin de sahibi. 30 yıldır, Teşvikiye'de sanatseverlere hizmet veriyor. Müşterilerini yılların verdiği deneyim ile kendisi seçiyor. Zira bugün sanat etiğinin yanlış anlaşılmasından muzdarip... Sanat borsasının göz kamaştıran rakamları ve medyada çıkan spekülatif haberler karşısında soluğu sanat galerilerinde almış, yeni nesil alıcıya asla prim vermiyor. Onun müşterisi gerçek sanatseverler.

 

Niçin Çağdaş Sanat Sergileri Açmıyorsunuz?

Bizim otuz yıldır süregelen bir çizgimiz var. Açıldığımız günden bugüne kadar yaklaşık 30 senedir hep figüratif sanata yer vermeye çalıştık. Ve o çizgimizin dışına çıkmak istemiyoruz. Belki ara sıra, karma sergilerin içinde bilinçli bir şekilde koyulmuş olabilir. Son dönemlerde eski Türk sanatçıları ve eserleri kaybolmaya başladı. Ve insanlar artık çağdaş sanata, daha doğrusu güncel sanata ilgi duymaya başladı. Çünkü anlamadıkları bir şeyi anlıyormuş göstermek onlar için çok önemli. Sorsanız ne olduğunu kesinlikle anlatamazlar. Aslında birazda Resim Heykel Müzesi’nin atıl durumda olması ve maalesef sadece MSÜ’deki hocalar tarafından yönetilmesinin yanısıra müzayedelerinde kendi bindikleri dalı keserek çağdaş sanat furyasına katılmaları eski Türk ressamlarının ortadan kaybolmasına ve eski resme ilginin azalmasına yol açtı. Heykel sanatı zaten ülkemizde maalesef hep ikinci planda kaldı.

Biz galerimizde sadece figüratif resim yapan sanatçıların işlerini sergiliyoruz. Modern sanat eserlerini satamıyoruz çünkü, kendi müşterilerimiz 30 senedir bizim bu çizgimize alıştı. Onun dışında, modern anlamdaki resimleri sergilemememiz onları beğenmediğimiz anlamına gelmez, çok beğendiğim ve sahip olmak istediğim eser sayısı çok fazla. Bir Picasso'yu, bir Matisse'i ya da Miro’yu inkâr edebilir misiniz? 70'lerin ortalarından itibaren ‘’Yeni Eğilimler’’ sergileri düzenlenmeye başlandı, o sergilerle önceleri herkes dalga geçti. Enstalasyon ile Türk sanat severleri tanıştırdılar. Bunu yapanlar kendileri bile ne yaptıklarını bilmiyorlardı. Figür yapamayan, akademik eğitimini bitiremeyen insanlar hep kolay yolu seçtiler. Öğrenciler de bu yolu seçti, çünkü sanatçı olmak çok kolaydı artık. Ben şöyle diyorum mesela, , Yeteneklisindir, ders alırsın,bunun için okula gidersin,ressam olabilirsin. Yeteneğinin yanında yaratıcılık da vardır, o zaman sanatçı olursun. Eğer ikisi de yoksa çağdaş sanatçı olursun.

 

Bugün müzayedelerde belirlenen rakamların sanatçıların gerçek değerini yansıttığına inanıyor musunuz?

Bu sanatçıların hepsi müzayedelerden bu rakamları elde edebilirler, ancak galerilerden bu paraları kazanmaları zor. Bu kişiler kendi kişisel ilişkileriyle bir yere geliyorlar. Müzayedeler dolayısıyla bu rakamlar kendi aralarında belirleniyor. Ama asıl önemli  olan nokta resimlerin doğru satılıp satılmadığı, bu rakamların doğru olup olmadığıdır. Hepsi balon ve yalan. Her türlü manipülasyon ve spekülasyon mevcut. Eserleri sanatseverler almış gibi gözüküyor ama kendi içlerinde bir takım oyunlar dönüyor maalesef. Araya bir başkası düşerse de bu şişirilmiş rakamlara eserler o an o alıcıya satılıyor.

Gazetecilerin hiç biri galeriye ya da sergilere gelmezler. Sadece amcası, dayısı, yakını olanlar oralarda daha fazla yer alır. Şimdilerde ise iki üç büyük kuruluşun emrinde hepsi... Çünkü reklam potansiyeli yüksek ve korkuyorlar. Onlar ne derse ne verirse onları yazıyor, basıyorlar yayınlarında. TV’ler ise boşluk doldurmak için daha çok ön planda yer alıyorlar. Çoğu muhabir ne çektiğini bile bilmiyor. Osman Hamdi bey’in resmini koysan sizin eseriniz mi diyen çok muhabir oluyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.